Bakır Nelerde Vardır, Bakır Eksikliği

Bakır Nelerde Vardır, Bakır Eksikliği
Bakır vücudumuzda birçok rolü üstlenen temel minerallerden biridir. İnsan vücudunda ortalama 80 mg. bakır bulunmaktadır. Bunun büyük bir bölümü karaciğer, beyin, kaslar, kalp ve kemiklerde bulunur. Önerilen günlük alım miktarı 2 ve 5 mg arasındadır.
Kabuklu deniz hayvanlarında (özellikle istiridye) kakao, musluk suyunda, karaciğerde, böbrekte, kuru üzümde, şeftalide, fındıkta ve bira mayasında bulunur. Bakır hem mide, hem de ince bağırsaklar tarafından emilir. Eğer vücudun bakır miktarı gerekenden fazlaysa, fazlalık dışkıyla atılır ve emilimi % 80-90 düşer.
Emilim bağırsaklardaki lif ve protein, bunun yanısıra kadmiyum, demir, çinko, kobalt ve mo- libdenyum miktarından etkilenir. Her iki mineral protein bileşikleri üretmekte birbirleriyle yarıştıklarından, bakır özellikle çinkodan etkilenir. Bakır kanda kırmızı kan hücrelerinde ve plazmada bulunur. Kırmızı kan hücrelerinde biraz bakır yanlışlıkla amino asitlere eklenir ve bu rezerv la- bil havuz veya metabolik depolama olarak adlandırılır. Kırmızı kan hücrelerindeki bakırın büyük bir bölümü (yüzde 60) bakırçinko süperoksit dis- mutaz (CuZn SOD) enzimi tarafından çevrelenir. Bu, durağan havuz veya sürekli depolama o- larak adlandırılır.
Bakır metabolizması ve bakırın bir havuzdan diğerine hareketiyle ilgili çok az şey biliyoruz. CuZn SOD enzimi iki bakır ve iki çinko atomu i- çeriyor ve hücreleri serbest radikallerden ve peroksitlerden, özellikle de solunum sırasında üretilen ve O2- yapısında olan süperoksitlerden korur.
Plazmada bulunan bakır genellikle seruloplaz- min adı verilen bir protein tarafından tutulur. Bu proteinin rengi koyu mavidir, karaciğerde üretilir ve sekiz bakır atomu içerir. Doğal antioksidan o- larak işlev görür, enfeksiyon ve inflammation gibi vücudun çok miktarda serbest radikal açığa çıkardığı durumlarda yüksek miktarlarda açığa çıkar. Ceruloplasmin de kan plazmasındaki melatonin, adrenalin, noradrenalin ve seretonin hor- monlarmı dengeler. Karaciğerde demir depolanmasını durdurmak ve bunları kan hücrelerine yönlendirmek için de protein gereklidir. Bakır eksikliği ve ceruloplasmin demir oksidasyonunu kolaylaştırır ve bu da hücrelerdeki süperoksit radikallerin üretimine neden olur. Kandaki ceruloplasmin miktarı fiziksel aktivite boyunca artar.
Kandaki normal bakır miktarı, plazmada 90- 145 mgl. ve bütün kanda 85-125 mgl.’dır. Bu os- terojen tedavisinde ve hamilelik döneminde değişebilir. Enfeksiyon süresince bakır miktarı artar (kanda artan ceruloplasmin nedeniyle çoğalır.) Bu arthritis gibi hastalıklarda, hastalığın derecesini ölçmekte kullanılır.
Daha önce de bahsedildiği gibi bakırın SOD enziminde aktif rolü vardır. CuZn SOD enzimi insan organizmasındaki beş çok bulunan proteinden biridir ve kırmızı kan hücrelerinde ve bütün dokularda bulunur. İşlevi oksijensiz radikallerin hücrelere zararsız hale getirilmesidir. Bu enzimin bazı hastalıkların tedavisi olup olamayacağı konusunda bazı testler yapılmaktadır. Artritteki eklem iltihabı buna örnektir. Sonuçlar kısa süreli ama başarılı etkileri göstermektedirler. Bulgulara göre SOD romatoid faktörünün seviyesini düşürmekte aspirin tipi ilaçlardan daha başarılı. Aynca SOD’un zararlı bir prostaglandin kimyasalı olan PGE2 seviyesini de düşürdüğü görülmüştür. SOD’un ayrıca osteoarthritis üzerinde de etkili olduğu kanıtlanmıştır. Bu enzimin yararlarının tam olarak açığa çıkarılabilmesi için daha fazla çalışma yapılmalıdır.
Bakıra ihtiyaç duyan bir enzim de sitokrom ok- sidaz’dir. Bu enzim metabolizma için kesinlikle kritik bir enzimdir. Eğer bakır eksikliği varsa enzim seviyesi düşer ve hücrelerdeki enerji üretimi de azalır. Bu, vücudun bütün yiyecek metabolizmasına zarar verir. Bakır iki enzimde daha bulunur askorbik asit oksidaz ve tirozinaz
Bakır eksikliği görece az görülse de Menke sen- dromu veya Wilson hastalığı gibi ciddi hastalıklara yol açar. Eksiklik, biliary cirrhosis’in yol açtığı; biliary obstruction veya karaciğer iltihabı nedeniyle ortaya çıkar. Bakır eksikliği semptomları saç dökülmesi, saç renginde değişiklik ve yapı bozuklukları, ishal, anemi, sinir sistemi bozuklukları, düşük beyaz kan hücreleri sayısı ve kemik hastalıklarıdır. Çocuklarda yetersiz miktarda bakır alımı kırılgan kemiklere ve büyümenin engellenmesine yol açar.
Bakır azlığı kalp risklerine ve dolaşım bozukluklarına neden olur bu etki selenyum eksikliğiyle daha da kuvvetlenir. Bu başlıca antioxidan enzimlerden olan CuZn SOD ve glutathione prexi- dase’ın fonksiyonlarını etkiler ve serbest radikallerin daha fazla hücreye zarar vermesine neden olur. Bu problem özellikle dar kan damarları o- lan insanlar için kötüdür. Çünkü oksijen ihtiyacı serbest radikallerin üretimini artıracaktır. Nedeni ne olursa olsun bir enfeksiyon sırasında kandaki ceruloplasmin ve bakır seviyesi artacaktır. Eğer tüberküloz gibi bir hastalık varsa bakır seviyesi yükselirken aynı zamanda kandaki çinko seviyesi de hızlı bir şekilde düşecektir. Bunun anlamı, kandaki bakır ve çinko miktarı vücudun bir parçasındaki gizli bir enfeksiyonun dolaylı göstergesi olabilir. Çoğu vakalarda iki mineralin kandaki miktarı birkaç hafta içinde eski dengesine dönmektedir.
Kandaki bakır miktarı kötü huylu tümörlerden de etkilenir. Rahim, ciğer, meme ve mesane kanserleri kandaki bakır miktarının artmasına neden olur. Prostat kanserinde kandaki bakır miktarı değişiklik göstermez.